Çocukların yetiştirilmesi, eğitimi ve öğretimi geleceğe yönelik olmalıdır.
Bu, yarının toplumuna entegrasyonları, iş, yaşam ve sosyal ilişkilerindeki başarıları ve mutluluklarıyla ilgilidir.
Çocuklarımızı gelecek için naşil yetistirebiliriz? Hangi temel bilgi ve becerilere ihtiyaçları olacaktir?
Oysa bizler bunun tersini düşünmeye, yani geçmişten bugüne değerlendirme yapmaya alışkınız.
Nasıl büyüdüm Çocuklarımı da aynı şekilde büyütmek ister miyim? Neyi değiştirmem gerekir gibi.
Milli Eğitim Bakanlığı müfredatında aynı sorun statik kaliplarla ele alınamaz. Eğitimciler için pedagoji, geçmişin pedagojisi değildir, dinamik bir süreç olmalıdır.
O halde sorulacak soruyu şu şekilde tanımlayabiliriz:
Bugünün çocukları bundan 30 yıl sonra nasıl yaşayacak? Nasıl bir dünya onlari bekleyecek? Karşılaştıklari sorluklar neler olacaktir? Hangi bilgi ve becerilere ihtiyaclari olacaktir?
Çocuklarımızı geçmişte bir yaşam için değil, gelecekte bir yaşam için yetiştirmemiz gerekiyor!İleriye dönük pedagojinin amacı budur.
Bu bağlamda önümüzdeki 30 yılın analizi ve olası değişikliklerin tahmini çok önemlidir.
Aileler, kreşler, eğitim ve öğretim kurumları geleceğe yönelik çözümler bulmalı ve tavır almalıdır.
Muhtemelen gelecekte ihtiyaç duyulacak, ancak günümüzün ebeveynleri ve öğretmenleri tarafından hâkim olunamayan becerileri öğretmek de zordur.
Bu nedenle çocuklara ve ergenlere, bir gün ihtiyaç duyacakları becerileri kazanabilmeleri için yeterli öğrenme yeteneği, yaratıcılık ve esneklik ortamı içinde olanak sunulmalıdır.